21 Temmuz 2010 Çarşamba
Gurbet Kuşları!!
Yazmayalı uzun zamam olmuş.. İş-güç pek vakit ayıramıyordum ama bu maçı izledikten sonra bir şeyler karalamak farz oldu. Kafam ısındı resmen yahu..
Maçı bir kenara bırakıyorum. Biz Avrupa Birliği'ni filan heketmiyoruz arkadaş. Geçiniz. Daha o kadar medeni olamamışız. Bunu bu akşam Alman hakem yüzümüze yüzümüze çarptı. Maç herhangi bir final değil, lig kapışması değil, o değil bu değil. Hatta gazozuna bile değil. Gurbetçiler için organize edilmiş bir maç.. İnsaniyet namına organize edilmiş şu maçı da rezil ettik. Başardık!! Sahaya yabancı madde atmalar, meşale yakmalar. Tam Türk işi...
Bu işin bir tarafı. Bir de sahadakiler var. Başta Bilica. Bir adam sahada çıkan her kavganın, itiş-kakışın içinde olur mu? Bunun için kazma olmak yetmez, aynı zamanda da çirkef olmak lazım. Bu iki özelliği de bünyesinde barındırabiliyor Bilica. Ve böyle bir adam ne yazık ki benim gönül verdiğim takımda oynuyor. Yazık.. Selçık Şahin geçen sene Mecidiyeköy'de gol atarak hepimizi yarmıştı. Bu sene de bir hazırlık maçında kırmızı kart görerek inanılmazı başardı. Ben bir hazırlık maçının anlamsız yere bu kadar gerilmesine, sertleşmesine ilk defa şahit oluyorum. Bu da maçın 14. dakikada bitmesi demekti.
Şimdi herkes Alman hakeme sallayacaktır ama adam doğrusunu yaptı. Türk hakem olsa o maç her türlü devam ettirilir, afedersiniz sahaya meşale değil meteor düşse de ''bana mısın'' demezdi.. Kartlar konusunda belki aşırı sertti ama o yabancı bir hakem olarak sadece işini yaptı..
Organizatörler için de iyi bir ders olmuştur bu maç. Bir daha böyle bir şeye de kalkışmazlar herhalde. Biz kendi memleketimiz sınırları içinde birbirimizi yeriz zaten. Hudut dışına çıkıp da aleme rezil olmanın ne manası var değil mi??
Maç için söylenecek çok fazla bir şey yok zaten. Olaylar ve absürdlükler dışında. Bu maç özelinde söyleyebileceğim en güzel şey uzun zaman sonra vuvuzela sesi olmadan bir maçı izleyebilmemdi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)