19 Ekim 2011 Çarşamba

Kara Çarşamba

Aynı şeyleri tekrar etmek, kafanızı fazlasıyla ütülemek niyetinde değilim. Zaten başımızdakiler demagojinin Allah'ını hergün yapmaktalar. Şehitlerimiz.... Allah rahmet eylesin hepsine. Başımız sağolsun.. Zaman durdu...

12 Ekim 2011 Çarşamba

Fenerbahça Ülker:97 Galatasaray:103



İki takımın da kupayı birbirine ikram ettiği, en sonunda Galatasaray'ın ikramı geri çevirmediği mücadele. Fenerbahçe için konuşmak gerekirse, beklenenin de üzerinde bir direniş gösterdiler. Sezon öncesi takım tam manasıyla ritmini bulamamışken, sakatlar varken ve Galatasaray gibi çok fazla silahı olan bir takıma karşı çok çok iyi mücadele ettiler. Kupayı kaybetmeleri çok önemli değil. Önemli olan bu iradeyi ortaya koymaktı. Aptalca hatalar da yaptılar. İlerleyen maçlarda bunların azalarak biteceğini tahmin ediyorum.

Galatasaray'da ise Shumpert yine bilindik bir oyun ortaya koydu bize karşı. Bu adamı anlamak çok zor. Karşısında Fener'i gördü mü coşacağı tutuyor. Keza Ender. Burada kafama takılan Lakoviç gibi bir adamın hiç kullanılmaması. Yanlış hatırlamıyorsam maçı 6 sayıyla bitirdi. iİki üçlükle. Yani adamların oynatmadığı adam Lakoviç, bizim yedek guard Jerrells. Aradaki kalite farkını varın siz hesaplayın. Maç öncesi Andriç ve Shumpert'ın Galatasaray adına kilit adamlar olacağını düşünüyordum. E bir de bunlara Ender eklenince maçı kazanmak çok zordu.

Gist müthişti. Yani nasıl anlatılır bilemiyorum. Galatasaraylı bir oyuncunun üzerinden tek elle yaptığ bir smaç vardı ki o anda rakip oyuncu olsam sahayı terkeder, o smaçı kafasına yiyen adam olsam basketbolu terkederdim. (Shumpert ya da Shipp'ti). Bunun yanında dış atışları da çok iyiydi. Biz Bogdanoviç'den beklerken adam çatur çutur üçlük attı. Açıkcası bu adamı görünce ileriye daha da umutla bakıyorum. Uzunlarda Galatasaray'ın direkt üstünlüğü vardı. Onu hiç açmaya gerek yok. Takım resmen bağırıyor bir tane 5 numara lazım diye. En azından Mirsad gelene kadar.

Maç çok gitti geldi. Ukiç son anlardaki o iki serbest atışı sayıya çevirse muhtemelen kazanacaktık da. Olsun. Ben güzel bir maç izledim. İki takıma da teşekkür etmek lazım.

Galatasaray'ı da kupayı aldığı için tebrik ediyorum

Not: Fenerbahçe Ülker'in Nba'de devam eden lokavt süresince, Oklahoma City Thunderslı Thabo Sefalosha ile anlaştığı açıklandı. Hayırlı olsun.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Ferrari Enzo



Zamanında elemanın biriyle, Ferrari'ye tüp taktrdığı gerekçesiyle çok makara geçildi bu topraklarda. Her zamanki söylemle çok eleştirilmiş, o arabayı alıyosan yakıtını düşünmeyeceksin ülen denilmişti. Haklıydık. Eşşek yüküyle para verdiğin bir araca bu muamele reva görülemezdi..

Şu resimde gördüğünüz olayda ise durum daha vahim. 2002-2004 yılları arasında üretilmiş, 399 adet Ferrari Enzo'dan biri bu. Dubai'de bir çölde unutulmuş. Evet unutulmuş. Bu aracın sahibi şeyh, ya da her ne haltsa bu makinayı çölde unutmuş ve aracı bulan polisler tarafından araç parka çekilmiş. Son hali de budur işte. Yaklaşık değerinin 700.000$ olduğu düşünüldüğünde de bunu unutan mekanizmanın nasıl bir işleyişe sahip olduğu konusunda ufacık da olsa bir fikre varabilirsiniz diye düşünüyorum..



İtalyanlar'ın yerinde olsam bir daha bu adama bırak Ferrari'yi Linea bile satmam. İtalyan topraklarına da adım attırmam. Ne demek lan Ferrari'yi unutmak. Sigara paketi mi lan bu? Sabahtan beri sinire kestim, şimdi kendimi tokatlamaya başlayacağım...

1 Ekim 2011 Cumartesi

Mgm




Mgm'in o meşhur jeneriğini bilirsiniz. İşte o jenerikteki aslan kükremesinin görüntülerini ve seslerini bu şekilde kaydetmiş adamlar.

Yıl 1924.

Nuri Bilge Ceylan admsa böyle şeyler çeksin. Dakikalarca birbirlerine, ufka, denize, böceğe malak gibi bakan adamları değil.