28 Mart 2010 Pazar
Galatasaray:0 Fenerbahçe:1
Bu maç özelinde söylenebilecek en güzel temenni, bundan sonraki derbi maçları için milat olması. Özhan Canaydın'ın sağlığında göremediği güzellikte olaylar yaşandı. Rakip takım ilk kez ıslıklar arasında değil alkışlanarak sahaya çıktı. Bir vefatın bu derece güzelliklere yol açabilmesi de herhalde bu üzücü olayın tek güzel yanıydı..
Maç için aslında söylenecek çok fazla bir şey yok. Fenerbahçe son yıllarda en iyi yaptığı işi yine yaptı. Büyük maçları sakin oynadı. Sakin oynamaktan kasıt, elbette topu ayağa oynayarak rakibi yıldırmak şeklinde değil, ileriye topları dan-dun şişirerek tepme şeklinde gerçekleşti. Bu tip durumlarda dönen topları alıp hücuma çıkması gereken rakip de çok fazla istekli olmayınca ortaya zevksiz, sıkıcı, orta sahaların kullanılmadığı, itiş kakış içinde bir maç çıktı. Maçın çok net iki pozisyonunu da Galatasaray yakaladı. Fenerbahçe ise yarım bile olamayacak bir pozisyondan maçı kazandı. Golü atanın Selçuk Şahin olması ise sahada oynanan absürd futbolun bir göstergesiydi. O ana kadar Galatasaray'ın en iyi adamı rolündeki Selçuk, yaklaşık 32-33 metreden kaleyi buldu. Böyle bir golünü de deplasmanda Lyon'a atmıştı 2005'te.. Ehh artık önümüzdeki seneyi garantiye aldı diyebiliriz. Her hali Baroni'den daha iyidir o ayrı mevzu..
Volkan'ın son dakikalardaki kurtarışı sırasında maçı beraber izlediğim güruhta derin bir sessizlik oluştu. Kimisi şutun güzelliğine hayran kaldı, kimisi ''ulen bu top nasıl çıktı'' sorusunun cevabını arıyordu. Velhasıl bir derbi daha böyle geçti..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder