4 Nisan 2010 Pazar

Spor Kulübü



''Bu akşamki maç ne olur?'' dediğimde arkadaşlardan hep aynı tepkiyi aldım. Kupayı alırız... Fenerbahçeliler'in aklında final maçı vardı. Kayseri maçından bahsedilmiyordu bile. Türkiye'de tüm takımların sonuna ''Spor'' ibaresi eklenmiştir fakat o takımların futbol dışında bir sporla ilgileneni çok azdır. Fenerbahçe bu akşam bunu yaşattı taraftarına.

İlk iki set sonunda her şey bitti derken Fenerbahçe var gücüyle maça asıldı. 2-2 oldu. Voleybolun tekniğini, taktiğini pek bilmem ama bildiğim tüm oyuncuların yürekten mücadele ettiğiydi. Ti-brek'te kötü başlangıç maçın karşı tarafa gitmesine neden oldu. Aslında yine bilindik huyumuz ortaya çıktı. Finali oynayamadık. Bu noktaya gelene kadar emeği geçen herkese teşekkür etmek lazım..



Kayseri maçının özetidir bu kare. Bu sezon çok az gördüğümüz üzere Fenerbahçe, Kayseri gibi ligin iyi takımlarından birini sahadan sildi. İkinci yarı voleybol maçına döndüğüm için ilk yarı izlediğim kadarıyla sezonun en iyi maçıydı. Gözlerime inanmak çok zordu. Orta sahada Kayseri'ye inanılmaz bir baskı, hatta rakip ceza yayının etrafında bir topa 4 kişi birden basıyordu. Taraftar o an stadı yıkacak gibi oldu. İzlemek istedikleri muhteşem çalımlar ya da jeneriklik goller değildi. Buydu işte. Forma için, taraftar için mücadele. Adım gibi biliyorum ki bu maçı Fenerbahçe kaybetse de alkışlarla bu stadı terkederdi. Bu mücedeleden sonra kimse çıkıp da bir şey diyemezdi.

Gökhan Ünal'ın Fenerbahçe adına ilk golünü eski takımına atması ise akşamın ilginç noktalarından biriydi. Mehmet Topuz sezonun belki de en iyi maçını oynadı. Gökhan Gönül, Emre, Lugano Santos ve diğerleri.. Düşünün ki şöyle bir maçta Alex lafı hiç geçmedi.. O kadar yüksek bir tempoda oynandı ki maç Alex'i kimse aramadı.. Beşiktaş maçı için belki çok erken ama haftayı boş geçecek olmak, tam da ritmini bulmuş bu takım için biraz dezavantaj olacak gibi görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder