3 Şubat 2014 Pazartesi

Gülmek, Devrimci, Eylem...



 
"Adım Husên Xizrî. 1982 yılında Doğu Kürdistan’ın Urmiye kentinde doğdum. 2008 yılında İran devleti tarafından tutuklandım. 18 Mayıs 2009 tarihinde ilk ve son defa Urmiye’de 1. devrim mahkemesine çıkarıldım. Duruşma bir istihbarat (itla’at) temsilcisi ve savcının katılımı ile gerçekleşti. Onlar da orada hazır bulundular. Duruşma başlamadan önce istihbarattan gelen kişi beni tehdit etti ve mahkemede işkencelerden bahsetmememi istedi. 10 dakika süren biçimsel bir duruşmada bana söz hakkı bile verilmedi ve idam cezasına çarptırıldım. Böylesi bir mahkeme temamen şüpheli ve gayri meşrudur. 10 dakikalık zaman zarfında ben ve avukatım nasıl savunma yapacaktık!?"

Yapamazsın, yaptırmazlar... Kandırma kendini. Çünkü onlar hükmünü çoktan verdi. Yargılama, mahkeme, savunma falan filan bunların hepsi bir tiyatrodan ibarettir. Karar açıklanır ve hayatına son verilir. Bundan kurtuluşun yok. Ama dur bir dakika..! Kurtuluşun olmaması giderayak bir son dakika golü atmana engel değil. Öyle ki senin hayatın biter ama o golün acısı onlardan hayatları boyunca çıkmaz. Kendin için, senden öncekiler için, ardından bıraktıkların için... Bir gülümseme yeter... Tıpkı aynı yolun yolcusu Hüseyin Kavousifar gibi... Gülümse, sadece gülümse...


Bundan daha güzel bir ölüm olabilir miydi?

Onur Aksoy.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder