21 Kasım 2009 Cumartesi
Beşiktaş:3 Fenerbahçe:0
Bu Taksim'de izlediğimiz ikinci Beşiktaş maçı. İkincisinden de mağlubiyetle ayrılıdık mekandan. Bundan sonra istikamet ya Çapa ya da herhangi bir yer. Ama Taksim değil..
İbrahim Üzülmez'le başlamak gerekiyor bu maçı yazmak için.. Bir zamanların ''Orta yapabilsem Real Madrid'de oynarım'' diyen adamı, bu akşamın en etkili ortalarını açtı. Görünen o ki öğrenmiş geç de olsa. Bunca yıldır maç izlerim bu adamın oynadığı maçlardan bir Barcelona, iki deplasmanda Galatasaray'ı yendikleri maç, üçüncüsü de bu akşamki maç.. İyi oynadı, güzel de asist yaptı.. Fink, attığı gol sırasında kaleye şut yerine güdümlü füze attı. Çünkü biz topun nasıl girdiğini göremedik....
Hani Rıdvan Dilmen bazen söyler ya ''Maça çıkmadan birer puana razı mısınız deseler hemen kabul ederlerdi'' şeklinde. Daum maça çıkmadan beraberliğe razı olduğunu her halinden belli etmiş. Bir takımın iki liberosunun ikisi de defansının iki adım önünde top çevirir mi yahu? Cristian da Emre de ileri çıkmama konusunda sanki uyarılmış gibiydiler. Nadir olarak çıktılar, çıktıklarında da Fenerbahçe maçın en net pozisyonlarını yakaladı. Gole kadar da sahanın hakimiydi. İkinci yarının hemen başında Emre'nin sakatlanıp çıkması ve onun ardından da golün gelmesi Fenerbahçe adına maçın bittiği andı. İyi kapanan bir Beşiktaş'a karşı ileriye Emre'nin zorlamalarıyla çıkan Fenerbahçe Emresiz tam anlamıyla şartelleri indirdi. Takımda Göhan, Mehmet Topuz, Cristian(Hiç istemeyerek söylüyor olsam da) ve büyük maçların oyuncusu Roberto Carlos iyilerdendi. Alex, frikiği direkten dönmeyip biraz alttan kaleye girse yine maçın adamı olurdu. Top direkten döndü ve Alex yine büyük maçın küçük oyuncusu geyiklerine konu oldu.. Kazım her zamanki gibi bünyemizdeki fıtık riskini iki katına yükseltti..
Beşiktaş maçının Galatasaray maçından farkı orta sahadaydı. O maçta orta sahası daha yumuşak olan rakibe karşı Fenerbahçe istediği üstünlüğü kurabilmişti. Bu maçta ise Fink ve Ernst Alex ve Kazım'ı tam anlamıyla etkisizleştirdi. Bunda Ferrari ve Sivok'un payını da vermek gerekiyor. Golden sonra çok daha iyi bildikleri işi yaptılar. Kontra beklediler ve buldular da..
Maçın hakeminin bariz bir hatası var mıydı? Bana göre ilk yarıda Gökhan'ın düşürüldüğü pozisyon penaltıydı. Diğer ufak tefek hataları saymak yersiz. Her maç olabilen şeyler. Kazım'ın atıldığı olayda ise tamamen haklıydı. Kazım, o bilinen küfrü her maçta ediyor, bazı hakemlerin gözleri görmüyor, kulakları duymuyor veya geçiştiriyorlar. Ama deplasmanda hem de Beşiktaş deplasmanında yaparsan şak diye yersin kırmızıyı.. Golden sonra Kazım'ı oyunda tutup Mehmet Topuz'u oyundan alan Daum da Kazım kadar suçludur bu olayda..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder