1 Mayıs 2011 Pazar
İnandık Size
''Ben demiştim demeyi sevmiyorum'' diyen tiplerden değilim. Ben demiştim arkadaşım. Bu Stoch denen adamda iş var. Geldiğinden beri bu adamın direkt ilk on bir başlaması gerektiğine inanlardanım. Hatırlayın sezon öncesi neredeyse hücumdaki yegane silahımızdı. Sonrasında Niang2ın çılgın atması ve Alex'in kendini aşmasıyla unutuldu gitti. Formaliteden oynanan kupa maçlarının oyuncusu oldu. Evet kötü oynadığı maçlar olmuştur. Canlı izlediğim bir Konya maçında tüm stadyumu kanser etmiştir. Ama genele bakıldığında yetenekli, hücum gücü yüksek ve Fenerbahçe'nin oyun sisteminin aradığı adamdır. Dia ile birlikte Fenerbahçe'ye gelişleri de bu oyun sistemine olan uygunluğudur.
Semih Şentürk yine ilk on bir başladığı bir maçı gol atamadan bitirdi. Yedek kulübesine o kadar alışmış olacak ki sahaya çıkınca yerini yadırgıyor. Başka bir açıklaması yok bunun. Yedekten girip iğne deliğine top sokan adam, ilk on bir başladığı maçlarda, karşı karşıya resmen kaleciyi delmek istercesine vuruyor. Haliyle de pozisyonlar hiç oluyor. Alex için şunu söyleyebilirim.
''Barcelonalı scout baksa, Alex'in 85 doğumlu olduğunu görse, tutar kolundan Nou Camp'a götürür.'' Rıdvan Dilmen...
Unutmadan o nasıl bir ara pastı öyle. Akıllara zarar...
Scout demişken, Gökhan Gönül bana göre artık zirvesini yaşamaktadır. Belki Barcelona, Real Madrid biraz zor ama en azondan bu saydığım takımların bir alt kademesindeki takımlarda rahatlıkla oynar.(City, Liverpool, Valencia).
Belediye için söylenecek hiçbir şey yok. Zaten sezonda 6 bilemedin en fazla 8 maç oynuyorlar. O da büyüklerle yaptıkları maçlar. Onlardan birini kaybettiler. Onlar açısından formaliteden ibaret bir maçtı. Kupa daha öncelikli. Bunun altında art niyet arayanlara da akıl fikir diyorum. Normaldir. Adamlar belki de Avrupa'da bir ilki gerçekleştirecek, seyircisiz, bomboş bir stadyumla Avrupa Kupası maçına çıkacaklar...
O değil de birazdan Miami-Boston maçı var. Bence asıl cümbüş orada başlayacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder