30 Ağustos 2009 Pazar

Hafta Sonu Futbol



Ne de özlemişim futbolla dolu Cumartesi gecelerini. Uzun zaman olmuştu akşam üstünden başlayıp gece geç saatlere kadar aralıksız maç izlemeyi. Güzel gece Bayern Münih-Wolfsburg maçıyla başladı, Real Madrid-Deportivo maçıyla devam etti. Eskişehirspor da kazandı, keyifler tıkırında. Bir de üstüne Milano derbisini izleyebilseydim, tadından yenmeyecekti ama yayınlayacak kanal bulamamışlar koskoca Milan-İnter maçını.. Neyse Bayern'den başlayalım;

Uli Höeness geçen sezonun acısını çok fena çıkartacağa benziyor. Kurdukları takım geçen sezonun şampiyonunu tokat manyağına çevirmişse, o kadro Alman Ligi'nin çok üzerinde demektir. İlk yarı ortada olan maç Ribery ve Robben'in girmesiyle bir anda Bayern'e döndü. Robben herhalde tek antremanla maça çıktı. Girdiği andan itibaren de yanlış saymadıysam 5 şut attı, ikisi gol oldu. İki golde de klasik Robben feykleri attı rakibe. Hele ikinci golde kaleciyi ve savunma oyuncusunu paket edişi vardı ki bana sorarsanız bu maçın ve sezonun gelecek kısmının kısa bir özetiydi. Real Madrid'ten bu adamı paketleyip 10 numarayı Lassana Diarra'ya verenler utanmalı!! Hamit Altıntop'un kanatlarda kendine yer bulabilmesi bu görüntüde çok zor. O yüzden Van Gaal onu bugün orta sahada oynattı. İlk maçta çok fazla pas hatası yaptı. Belki de alışamadığından. Kendisi adına tek artı puan, ilk golün onun attığı şutun kaleciden dönüp tamamlanmasıyla olmasıydı.. Şu Mario Gomez'e de bu kadar para verilecek nesi var anlamıyorum. Adam bildiğin kazma. Bu adamın gol atabilmesi için topların kendisine çarpıp kaleye yönelmesi lazım. Bilinçli bir müdaheleyle toğu ağlara yollaması neredeyse imkansız. İkinci yarı çaprazdan attığı şut taca gitti. Türkiye'de olsa ''Ayı Gökmen'' ekolünden geliyor diyeceğim ama adam Almanya'da..


Wolfsburg ise sadece elinden geleni yaptı. Bir topları direkten döndü, bir tanesini çizgiden çıkardılar, atması kaçırmasından zor en az üç pozisyon kaçırdılar. Grafite çok fena bocaladı. Takımın en iyisi Misimoviç'ti. Bu arada yan toplarda da Bayern savunmasını bir hayli zorladılar, Beşiktaş için önemli bir işaret bu..



Gecenin ikinci maçı Real Madrid-Deportivo La Coruna arasındaydı. Real 3-2 kazandı ama zaten gözümde dünyanın en antipatik takımı olma özelliklerini de katlayarak arttırdılar. İlk gol ofsayt kokuyor, ikinci golde Raul, günahını almayayım ama dom dom kurşunu yese herhalde öyle parendeler atamazdı. Üçüncü gol ise Ronaldo'nun isteyip de yapamadığı cinstendi. Bir kaç kez topu Barnebau Stadı'nın dışına atmak istedi fakat, 6-7 katlı olunca stadyum beceremedi. Lassana da öyle vurulmaz böyle vurulur diyerekten köşeye zımbaladı. Kaka ve Benzema ise şimdilik idare etti... Neydi o eski Deportivo dedim izlerken. Kala kala bir tek Valeron kalmış, Makaay, Djalminha, Mauro Silva, Amavisca ve Molina'nın bulunduğu kadrodan.. Attıkları ilk gol çok organizeydi. Bu tip golllere Avrupa'da ''Türk işi gol yeme'' diyorlar. Yani uzaydan şişirilen bir topa ceza sahası içinde kafayı vurup ağlara göndermek. O ne biçim kafa vuruşuydu öyle...

Maç 2-2 iken Deportivo'nun kaçırdığı bir gol var ki gol olsa o maç nerelere giderdi bilinmez. Pozisyonu tarif etmek gerekirse, genellikle Güiza'nın Fenerbahçe'de altıpastan atamadığı pozisyonların aynısı. Açıklayıcı oldu sanırsam.. Real'in defansı evlere şenlikti. Açıkça görülüyor ki hiç beğenmesem de Pepe ve Ramos'u döne döne arıyorlar şu sıra. Garay şimdilik olmasa da ilerisi için iyi transfer.. Bir de Real'in 10 numaralı oyuncusu Figo'dan sonra Robinho, ondan sonra da Lassana Diarra oldu. Figo'ya hakaret yahu.. Bir anda bu kadar da klasman düşürülmez ki..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder