30 Ağustos 2009 Pazar

P.V.H



Ne zamandır yazacaktım da bir türlü toparlayamıyordum. Bugüne bir şeyler karalayayım dedim artık.. Pierre V. Hooijdonk. Bilinen kısa adıyla P.V.H. Onunla ilk tanışmamız 2002 yılına rastlar. Hem kendisinin hem de Feyenoord'un Uefa Kupası'nda çılgın attığı bir yıldı. Final De Kuip Stadı'nda oynanmıştı. Yani Feyenoord'un maçlarını oynadığı statta. Hoiijdonk ilk frikiğinde direkleri sallamış, ikincisinde Lehmann'ı kumbara etmiş, biri penaltıdan olmak üzere iki gol atmış, üçüncüyü de John Dahl Tomasson'a attırmıştı ve finalin en değerli oyuncusu seçilmişti. Süper Kupa maçında Real Madrid'e 3-1 yenilmişlerdi ve takımın tek golü yine Hooijdonk'un frikiğinden gelmişti.. Ertesi sezon.. Fenerbahçe'nin Lorant faciasını yaşamaya başladığı yıl. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Feyenoord Fenerbahçe'nin rakibi olmuştu. Hooijdonk'un da Türkiye'de ilk kez Fenerbahçe taraftarlarının karşısına çıktığı zamandı. Feyenoord turu geçmişti fakat unutulmayan tek bir hadise vardı. Feyenoordlu oyuncular maç sonu direkt soyunma odasına giderken, Hooijdonk tek başına stadı turluyor ve alkışları kabul ediyordu. Sonraki sezon aynı statta o alkışların kat kat fazlasını alacağını kendisi de bilmiyordu belki de..



Fenerbahçe o yıl adeta dibe vurmuştu. Sonraki senede takım baştan aşağı yenilendi. İlk olarak Daum getirildi takımın başına. Hemen ardından da P.V.H. Tüm Ümit Milli Takımı oyuncularını da transfer etmişti Fenerbahçe. Sezona İstanbulspor mağlubiyetiyle başlasa da P.V.H açılışı ligin ikinci haftasındaki Trabzonspor maçında yaptı. Attığı frikik golüyle Fenebahçe yıllardır kazanamadığı Trabzon deplasmanından 3 puanla döndü. Sezonu 22 golle tamamlamıştı. O sene tartışmasız ligin en iyi oyuncusuydu. Gelen şampiyonluğun baş aktörlerinden biriydi..



Sonraki sezon ne olduysa Daum'la arası bozuldu. Takımda istenmeyen adam oldu. Taraftar nezdinde o sene takıma gelen Alex daha ön plandaydı. Hooijdonk, bazen yedek kaldı bazen oynayamadı ama Fenerbahçeliler'in hafızasında berbat geçen sezonun ardından gelen kurtarıcı olarak biliniyordu. Sezon sonunda takımdan ayrıldı. Kısa bir Nac Breda macerasından sonra eski takımı Feyenoord'a gitti. Sezon ortasında Galatasaray ile yapılan hazırlık maçında Mondragon'u orta sahadan attığı golle maymuna çevirmişti. Pierre tekrar aramızdaydı. Okocha ve Uche'den sonra bana Fenerbahçeliliğin ayrıcalığını yaşatan tek yabancı futbolcuydu.

Frikikleri penaltı atar gibi atan bu adam hayatında ilk kez Fenerbahçe forması altında penaltı kaçırdı. Rakip oyuncular frikiklerine çare olarak baraj kurmamayı akıl etmişti fakat Pierre bunu kendi takım arkadaşlarına baraj kurdurarak çözmüştü. Kariyerindeki tek bir eksik vardı. Hiç lig şampiyonluğu yaşamamıştı. Kariyerindeki iki lig şampiyonluğunu da Fenerbahçe forması altında yaşamıştı.

Bir önemli özelliği de Sunday Times tarafından hazırlanan ''Dünyanın En Sorunlu 10 Futbolcusu'' listesine 8. sıradan girmesidir. Her gittiği takımda sorunlarıyla hatırlanmıştır. Arada sırada halı saha maçları için Türkiye'ye gelir. Ne o Fenerbahçe'yi unutabilmiştir, ne de Fenerbahçe taraftarı onun sahadaki duruşunu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder