15 Eylül 2009 Salı
Beşiktaş v.s ManU
ManU için çerezine maçlar serisinin ilk ayağıydı. Beşiktaş adına söylenebilecek en olumlu şey maç boyu ellerinden geldiğince mücadele etmeleriydi. Ernst bana göre yine sahanın en iyisiydi. Bu Holosko hızlı, çevik filan ama başka da bir numarasını göremedik. Karşısında ondan daha hızlı oyuncuları görünce şifreleri çözülüyor. Sivok Galatasaray maçındaki gibi yine kritik müdahelelerde bulundu. Mustafa Denizli'yi anlayabilmek de gerçekten zor. Galatasaray maçında yerden hızlı paslarla hücum düşüncesinde bir takım kuruyor ve en ileride Nihat'ı tek santrfor oynatıyor. Bu maçta da ayağa kontra toplarla çok iyi çıkabilen oyuncuları kanatlara koyuyor fakat bu topları en ileride gole çevirecek adam bildiğin buldozer. Bana sorarsanız Avrupa'da başarı arayan takımın forveti Nobre olmamalı. Çok ağır. Kaç kez kontra topları öldürdü maçta görülmüştür. Serdar Özkan tıpkı Galatasaray maçında olduğu gibi sorumluluk alan tek oyuncuydu. Karşısında Servet-Emre Aşık olmayaınca o da fazla pozisyona giremedi. Ronaldo gittikten sonra ManU gücünden çok şey kaybetmiş bu çok açık. Antonio Valencia teknik, hızlı, ama şu aşamada beklentilerin çok altında bana göre. Sir Alex'in bu takımın kanatlarındaki adamlara acilen orta yapmayı öğretmesi lazım... Ferdinand'ın yerine oynayan Evans neredeyse hatasızdı. İleriki maçlarda Evans-Ferdinand çok daha iyi bir ikili oluşturabilirler gibime geliyor...
Kızıl Prens yaptı gene yapacağını. O ana kadar orta sahada çok iyi işler yapmıştı. Hiç olmadık yerde, ceza sahası içinde kesti faturayı. Gary Neville, Paul Scholes bugün eski efsane kadrodan sahada olanlardı. İnsan Ryan Giggs'i de görmek istiyor be.. Tekrar Beşiktaş'a dönersek, Tabata bu seviyenin oyuncusu mudur bana kalırsa hala soru işareti. Ama bilinen bir şey var ki o da Yusuf'un bu seviyeye uygun olmadığı. Girdikten sonra kaç kez topu ezdi ben sayamadım..
Mustafa Denizli'yi lig maçlarında da izliyoruz, kaçırılan pozisyonlar sonrası hiç bu kadar tepkili olduğunu görmemiştim. Dünya kadar pozisyonun kaçtığı Galatasaray maçı da dahil. Yoğun bir stres altında olduğunu düşünüyorum. Sir Alex yine bilindiği gibi. O, kırmızı yanakları ve sakızı.
Gel gelelim spiker kardeşimize.. Bak kardeşim, yıllardır maç anlatıyorsun, yıllardır kulağımızın ve maç zevkimizin ırzına yapmadığını bırakmadın. Tribündeki holigan misali anlatma şu maçları. Futbolcu isimlerini şiveli söyleyeceğim diye kasma kendini, rahat ol. İngilizceyi sen kurtarmayacaksın dinine yandığım memleketinde. Ayrıca Fenerbahçe, Galatasaray bla bla maçlarının anonsundan sonra Kurtlar Vadisi Pusu ne alaka?? Anladık dizi sizin kanalda yayınlanacak ama maç sırasında bunu tam pozisyonun ortasına sokuşturmanın manası var mı? He güzel kardeşim.. Maç yayınında sanal reklam veremiyorsunuz ama maşallah reklamın hasını spikerlere, dolayısıyla da bize dayıyorsunuz. Uefa duysa bunu muhtemelen ağlardı.. Ha bir de Sir Alex Beckham'a krampon fırlatmıştır. Beckham Sir Alex'e değil. Maç anlatırken oturduğun yerden sallamanın en güzel örneklerini sunuyorsun bunu da bil istedim..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder