21 Eylül 2009 Pazartesi
Yorgunum Dostlar
Bayram günü maç oynatan bu zihniyet yıllardır değişmedi. Değişecek gibi de durmuyor. Ulen yabancıların paskalyasını, yortusunu, çam ağacını düşünen federasyon kendi memleketinin özel günlerini piç etmekten acaip bir haz alıyor nedense. Zaten biletler nedeniyle millet maça gitmez olmuş bir de bayramın birinci gününe maç koyarsan o koskoca stad bomboş kalır böyle. Neyse..
Maça gelirsek, Fenerbahçe artık sezon başı yüklenmelerin acısını yaşamaya başladı. Daum ve Roland Koch'un gittikleri her takımı kondisyon olarak bir kaç seviye ileri atlattıkları bir gerçek. Fakat sezona fırtına gibi giren bu ekipler ilerleyen dönemlerde mutlaka düşüşler yaşıyor. Bu sezon da durum değişmedi bu bakımdan. İlk işaretler Manisaspor maçında ortaya çıkmıştı aslında. Bursa ve Belediye maçlarında ise iyice belirginleşti. Twente maçı zaten o bakımdan bir faciaydı. Alex bitik. Emre'nin yerinde oynayan Mehmet Topuz hiç alışık değil o mevkiye. Sadece ortalıkta geziniyor. Baroni desen benim için şu hali Selçuk Şahin'den hiç farklı değil. Tek farkı arada attığı şutları tribüne göndermeye çalışıyor. Ama henüz stadın dışına atmayı başaramadı... Güiza aynı pozisyonda iki kez gol kaçırarak(Altı pastan) bu alanda yeni bir rekora imza attı. Bu takımın en dinamik adamı (Hem geçen yıl hem bu yıl) Gökhan Gönül, ikinci yarı bulunduğu kanattan atak yapamadı. Takımın artık rotasyona başlama vakti gelmiş de geçiyor. Gerçi Herr Daum hiçbir zaman bu tip bir yönteme başvurmaz ama sahada alınan bir kaç kötü sonuçtan sonra o da mecbur kalır. Uğur, Deivid, Özer, Selçuk ilerleyen maçlarda mutlaka görev alacaklardır bu görüntüde.
Gökçek Vederson'un 3 yıldır frikikten bir gol atmasını bekledik. Sonunda başardı. Zaten sırf bu yüzden alınmamış mıydı Fenerbahçe'ye? He bir de T.C pasaportu var. Defans hattı takımın en olumlu görünen bölgesiydi. Neredeyse tek gol pozisyonu vermeden maçı bitirdiler. Fakat Volkan'ın o ilk dakikalardaki hatası gol olsa, tam bir kontratak takımı olan Belediyespor o maçı nerelere götürürdü bir düşünmek lazım. Twente maçında da elimize geçen fırsatı hatalı yenilen gol sonrası yine kendi elimizle rakibe vermiştik. Büyük kaleci olmak zor iş vesselam..
Kazım Kazım.. Bu adamın Fenerbahçe ile işi olmaz bu saatten sonra. Kafada bitirmiş adam olayı. Bugün de taraftarlarla ağız dalaşına girdi. Tutunması zor görünüyor. Gökhan Gönül'ün ömründen rahat bir 10-15 yıl götürmüştür şu kısa sürede.
Maç sırasında Aziz Yıldırım'ın yanındaki genç adam kimdi acep?? Bir de Fenerbahçe Başkanı neden protokolde değildi? Cezası mı var nedir?? Bir pozisyon sonrası Daum'un Wundebachhhh şeklindeki tepkisi de akıllara Alman sinema endüstrisinin ürünlerini getirmedi değil hani. İbrahim Tatlıses'in ''Sarhoş'' şarkısının sözlerini değiştirerek tezahürat yapan taraftarlara geliyor. ''Yorgunum dostlarım yorgumun yorgun''
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder