25 Ekim 2009 Pazar
Fenerbahçe:3 Galatasaray:1
Geçen seneki maçta olaylar saha içinde başlayıp inanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Bu maçta daha başlamadan olaylar cereyan etti. Ulen ne zorun var önünde ilerleyen adamı itiyorsun? Arda da bir ayrı alem. Olayın üzerinden dakikalar geçmiş, Cristian'a ''o...... çocuğu'' diyerekten söve söve geliyor.. Ortam bir anda karıştı, sadece Aydın Yılmaz'ın yerlere savrulduğunu gördüm. Adamı çuval gibi attılar bir kenara.(Zannedersem Kazım'dı)
Maç adına yakışır bir mücadele barındırdı ama iyi bir maç mıydı derseniz hayır derim. Fenerbahçe çok mücadeleci bir orta sahayla maça çıktı. Çok koştu, çok top kaybetti ama Galatasaray da bu topları iyi değerlendiremedi. Girdikleri en net gol pozisyonu maçın sonlarına doğru Aydın Yılmaz'ın pozisyonuydu. R. Carlos ve Vederson Keita'yı, Gökhan Gönül ve Mehmet Topuz da Arda'yı etkisizleştirdi. Carlos'un Keita karşısında çok yetersiz kalacağı konuşuluyordu ama maç içinde gördük ki yetersiz kalan Keita oldu. Sonunda baktı ki olmuyor çaktı kroşeyi. Kırmızı karttan sonra da maç tamamen Fenerbahçe'nin oldu. Zaten bu Kadıköy'deki Galatasaray maçlarında Galatasaraylı futbolcular anlamlandıramadığım şekilde stresli oluyorlar. Herkes bir sövme-sayma halinde. Arda söver, Hakan Balta ''akıllı ol a... korum'' der, Elano Ayhan'a fuck off der.. Keita futbolu boksla karıştırır v.s v.s..
Maçtan önce iki takımın da en büyük problemi defanslarıydı. Daha az hata yapan kazandı. Servet ve Gökhan Zan'a rakip forvetle birlikte orta sahadan bir oyuncu daha pres yaptığında mutlaka topu kaybettiler ve gol pozisyonuna sebep oldular. Fenerbahçe adına tek eksi nokta Kazım'ın forvet oynamasıydı. Kendisi rakip stoperlere adeta ''savunma oyuncusu nasıl olur'' dersi verdi. Her topta hücum faul yaptı.(ki hakem sırf yaptığı hücum fauller yüzünden faul olmayan bir pozisyonda faul verdi) Attığı şutlarla kaç tane karganın canına kıydı bilinmez. Bu adama Daum nasıl dayandı 70 dakika ben anlayamadım..
Maç 2-1'e geldiğinde ibre o kadar Galatasaray'a dönmüştü ki izlediğim mekandaki herkes maçın yeniden başladığını düşünüyordu. O anda Fenerbahçe'nin imdadına Keita yetişti. Faulde o hareketi yapmasa hem Carlos sarı kart görecek, hem de rakibini oyundan düşürecekti. Fenerbahçeli oyuncuların yapamadığını Keita yaptı. Güiza kaldığı yerden devam etti, kale önünden topu dışarı attı. Aydın Yılmaz'ın son dakikalardaki pozisyonu gol olsa muhtemelen şu anda tefe konuluyor olurdu. Ve maçın son anlarında topuğuyla(rakibin de müdahelesiyle) skoru belirledi. Zaten bir takım Güiza'dan hem de topukla gol yiyorsa o maç çoktan bitmiş demektir..
Rijkaard'ın tercihleri maçın gidişatına direkt etki etti. Elano ve Arda beklenmedik şekilde etkisiz kalınca herkesin gözü Kewell'a döndü. Maça girdiğinde de kendini belli etti. Sahasında bekleyen Fenerbahçe artık hiç çıkamadı. Keita'nın kırmızı kartı olmasa Kewell bu maçı tek başına çevirebilirdi. İlk on bir başlasa bu maç böyle mi giderdi? Bence çok farklı olurdu.
Hakem için ortada bir maçtı. Benim gördüğüm kadarıyla penaltı pozisyonunda haklıydı. Kazım'a yanlış bir faul ve Güiza'ya yanlış bir ofsayt verdi. Keita'nın kartı ise hiç tartışılmazdı. Seyirci için de bir şeyler söylemek lazım. Maç başlamadan hakemin kafasını yarıyorsunuz, muhtemeldir ki saha bir kaç maç kapanacak. Sonrasında da 1-0 öndeyken ne diya sahaya yabancı madde atarsınız? Suçu iyice katmerlersiniz?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder