10 Ekim 2009 Cumartesi
Geçmiş Olsun...
İnsan kendi uydurduğu yalana zaman geçtikçe inanmaya başlar ya biz de görmek, duymak istediklerimize inanmıştık. Son bir umut vermişti birileri, belki değil ciddi ciddi inanmıştık biz de... Gözlerimizi açtığımızda da Dünya Kupası çok uzaklarda kalmıştı. Gerçekler bir kez daha acı bir şekilde karşımızdaydı. O istifa etsin, bu görevden alınsın çığlıkları atmak istemiyorum ama şu Estonya Milli Takımı'na bizi muhtaç edenler oturup adam akıllı düşünmeliler biz nerede yanlış yaptık diye..
Fatih Terim'in bu durum karşısında göreve devam edeceğini pek düşünmüyorum. Ama federasyon yöneticileri ne yapar onu kestirmek güç. Futbolu icat eden İngilizler bile milli takımlarını bir İtalyan'a teslim etmişken biz neden yıllardır böyle bir yöntemi kullanmıyoruz bunu da sorgulamak lazım. Yabancı bir teknik adam, hiç kimsenin manevi evlat muamelesi görmediği, sakatların veya takımında bile oynamayanların rehabilite edilmediği bir milli takım.. Ne dersiniz??
Edit: Şimdi aklıma geldi. Bu Dünya Kupası Güney Afrika'da değil mi? O vuvuzela denen lanet icadın öttürüldüğü memleket. Düşünüyorum da Dünya Kupası'na gitmediğimiz iyi oldu. Maç sırasına hiç çekilmezdi o garip sesler. Artık Dünya Kupası'nı izlemek için bir nedenimiz yok. Olsa olsa Alman Milli Takımı'nı izlerim. Bu arada bir Pollyanna vardı o nereliydi yahu?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder